Sabahın Seherinde Ötüyor Kuşlar
Seher vakti… Kuşların kara bir geceden sonra ışığa kavuştuğu an… Sevinçten deli gibi dört bir yana kanat çırptıkları vakit… Seher vakti… Göze, gönle zenginliğin düştüğü […]
Seher vakti… Kuşların kara bir geceden sonra ışığa kavuştuğu an… Sevinçten deli gibi dört bir yana kanat çırptıkları vakit… Seher vakti… Göze, gönle zenginliğin düştüğü […]
Hemen hemen her aşk türküsünde kavuşamamak vardır. Gençler, birbirini sever; evlenmek ister ama kızın ailesi bu evliliğe karşı çıkar. Karşıtlığı, gerilimi aileler oluşturur. Mayil ile […]
93 Harbi… Allahuekber Dağları… Bir bölgenin savunması, yedek subay Erzincanlı yedek subaya verilir. Teğmen de emrindeki askerler gibi çok genç… Daha kuzu… Daha kınalı keklik […]
“Aman geze geze de yüreğime dert oldu Ağlaya ağlaya gözlerime kan doldu.” Sevmesine izin verilmeyen genç bir adamın sitemidir bu türkü. İnsan sever de sevgisi […]
“Niye çattın kaşlarını Bilmiyom yâr suçlarımı” Çocuk masumiyetinde bir türkü… Suçunu bilemeyen koca bir adam… Dünyayı tanımaya başlayan bir çocuk kadar şaşkın… Sevdalandığı kadın kaşlarını […]
Bir sanat yapıtı ya da folklor öğesi, oluştuğu toprağın ekonomik koşullarından ayrı tutularak incelenemez. Her ikisi de o ekonomik koşullarda var olur. Türküyü de bu […]
Halk edebiyatında kimi şiirlerdeki benzetmeler insanı şaşkınlığa düşürecek kadar inceliklidir. “Eski Libas Gibi” adlı koşmanın sözleri Seyrani’ye ait… Koşma, sonraları türküye evrilir. Dupdurudur sözler. İçindeki […]
Söz yakar mı? Yakar. Acıtır mı? Acıtır. Yanar mı peki? Hem nasıl… Ha söz ha köz… İnsan, kimi zaman közde yürüse yanmaz da bir tek […]
Bir keklik yakalanınca diğer kekliklere dertlenir. Diğer kekliklere gam düşer, acı düşer, hep bir ağızdan acı acı ötmeye başlarlar. Yakalanan bir keklik, dertli dertli öttükçe […]
Ardıç ağacını gördünüz mü hiç Her mevsim yeşil kalan, kayalıklarda dahi yetişen, özen istemeyen bir ağaç… Eskiden Anadolu’da evlerin ortasına dikilirdi. Dayanıklı, kurusa bile kolay […]
Bir gün… Günün birinde… Bir sabah vakti… Sabahın da seher vakti bülbülleri avazda… Bülbül, çatlayıp ölecek az sonra. Gül de din var iman yok. Gül; […]
İnsan umutsuzluğa kapılmaya görsün bir kere. Feleği şaşar da yerde mi, gökte mi geziyor, bilemez. Yeter ki acı, umutsuzluk insanı vurmasın. Yürek bu… Yanınca dökülen […]
Belki de geçmişi değilse bile nefret ve kin duygularını unutmak en doğrusu… Bu unutmak, toplumsal belleğin sıfırlanması anlamında bir unutmak değil. Tam aksine toplumsal belleğin […]
Dağlara bakıp da dağların ardını görmediğiniz anlar oldu mu hiç? Dağların ardını görememek kötü… Yaman andır o an. Patlayacak gibi olunan bir an… Biri gülden […]
Dur Dağı… Abdal Musa’nın dağı… Abdal ile semaha duran dağ… Kaygusuz Abdal, Abdal Musa’nın yanında terbiye görmek, dergâhına katılmak ister. Abdal Musa, keramet sahibi olduğunu […]
Çaresizlik dert demek… Derdi de aşan yorgunluk, kimsesizlik… Namıdiğer naçarlık… Eli kolu bağlı olmak, dört bir yan çölde, dört bir yanın denizde olmak… Araf’ta kalmak… […]
Dağlarda ceylanlar olurdu. Eskiden, ta çok eskiden… Şimdi görülmüyor. Onlar da kaçmış uzaklara. Ta çok uzaklara… “Kaç Kuzulu Ceylan Kaç” diye bir türkü var. Bir […]
Yaş ilerledikçe insanı pek çok şey yoruyormuş. Geç anladım. Türküler örneğin… Yormak da değil, adeta yakıyor. Bir türkünün yaktığını da geç anladım. Türküler yakarmış meğer. […]
Dertsiz baş mezarda gerek, demiş atalar. Yaşayıp da dert çekmemek olanaksız… Herkeste bir dert… En azından çoğunluk için böyle. Yaşa ki göresin. Yaşa ki burnundan […]
Sarı Gelin türküsü için kimileri Azerilerin, kimiler Ermenilerin, kimileri de Türklerin türküsüdür, der. Oysa bu türküde bir insan var, bir kadın var. Bir gelinin hüzünlü […]
Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır.