Ne Feryat Edersin Divane Bülbül

Ne Feryat Edersin Divane Bülbül

İnsan, çaresiz olduğunda, umudu tükendiğinde ve “yer demir gök bakır” olanda içini dağa, bülbüle açar. “Çaresizseniz” ve “çare sizsiniz.” diyeceğiniz biri yoksa büyük yalnızlığa düşmüşsünüzdür. İnsan, insanın çaresi değilse, “insan insanın derdini” almıyorsa, birileriniz yoksa gada budur. İşte avaz avaz yalnızlıktır bu.

Belengaz Emrah da öyle yapar. İçini bülbüle döker. Bir de türkünün kavuştaklarında gizlenen anneye…

Bülbül dağılmıştır öte öte. Aşık olduğu gül yüz vermez, bakmaz hiç. “Senin bu feryadın gülşene kalsın.” der, kendiyle özdeş kıldığı bülbüle. Gül bahçesine kalsın. Güllerle donatılmış cennete… Ha bülbül ha Emrah… İkisi de karşılıksız aşkın acı çekenleri…

“Bu dünyada eremezsen murada / Huzuru mahşere divana kalsın.”

Aşkı bu dünyada istiyor Emrah ama kavuşamayacağını da biliyor. Sevgilinin soğuk bir yılan gibi baktığını, yüz vermediğini de… Artık ”mahşer” burada muradının gerçekleşmeyeceğinin ifadesidir. Asla’nın, hiç’in, katiyen’in, zinhar’ın, kata’nın olduğu mümkünsüzlük…

Mahşer, Emrah’ın yüreğidir artık. Bülbülün leblebi büyüklüğündeki yüreğidir mahşer. Emrah’ın yarası büyük! Sevgilinin açtığı, hiçbir tabibin çare bulamayacağı yara… Çaresi mi? Yok ki! Çaresiz…

Bütün dertlerin çaresini bilen Lokman’a havale ediyor çareyi. Lokman da yaşamadığına göre bu gönderme çok manidar. Kırılmışlığa, kaybolmuşluğa bakar mısınız? İnsansızlığa… İnsanı sağır edecek sessizliğe… Elinizi tutacak birinin olmadığı bir dünyaya…

De gel de dertlenme, de gel de ötme… De gel de şiire, sığınma! De gel de yangın yeri olmasın bu türkü.

Emrah’ın istediği nedir ki? Yalnızca bir buse… Olmadı, o masum buse de gelecek bayrama kalsın, diye keser atar. Bayramdan bayrama buse dilenmek… İşte budur Emrah’a koyan!

Emrah, bülbülden farklı değil ki. Acının dili aynı çünkü. Bülbül öter, Emrah koşma yazar. Çoğu” benim diyen” şairden daha etkili metaforları olan birkaç dizeye yarayı nakşeder.

Emrah’ı kimse yıkamazdı. Kimseler yıkamazdı da şu karşılıksız sevmelerin gözü kör olsun!

Cenneti de Lokman’ı da bu dünyada, buseyi de bayramdan bayrama değil, her gün isteyen Emrah’a selam olsun!

Cemal Süreya der ki Emrah:

“Şurama batan özlem demeselerdi / Bıçak derdim.”

Sahi neden hep şairler acı çeker?

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.