
Yârim Senden Ayrılalı
Sözler Kul Âşık’a ait, 8’li hece ölçüsüyle yazılmış. Bestesini Âşık Daimi’nin ya da Yavuz Top’un yaptığı söyleniyor. Yârim senden ayrılalı Hayli zaman oldu gel gel […]
Sözler Kul Âşık’a ait, 8’li hece ölçüsüyle yazılmış. Bestesini Âşık Daimi’nin ya da Yavuz Top’un yaptığı söyleniyor. Yârim senden ayrılalı Hayli zaman oldu gel gel […]
Sözler Bekir Balaban’a, ezgiyse Musa Eroğlu’na ait. “Edebiyatdefteri” adlı sitede okumuştum. Bekir Balaban ilkokul mezunu, sevdiği kızsa eğitim hayatını sürdüren bir öğrenci… Balaban yoksul biri… […]
Bizim Pencereler Yele Karşıdır, Karacaoğlan’ın 11’li hece ölçüsüyle yazdığı bir koşma… İçindekileri yazmış âşık süse püse aldırmadan. Ne bir eksik ne bir fazla söz… Dil […]
“Emir Dağı Birbirine Ulalı”, hikâyesini de aşan kırık bir aşk türküsüdür. Sözlerdeki ve ezgideki çaresizliği duyumsayan biri, hüznün hikâyesini öz başına yaratabiliyor. Bu kurgu, daha […]
Hasan Ali Toptaş’ın Harfler ve Notalar adlı deneme kitabı, Doğan Egmont Yayıncılık ve Yayımcılık tarafından 2007’de yayımlanmış. Kitap 30 başlıktan oluşuyor, 164 sayfa. Yavuz Korkut’a […]
“Yâr Demedin” bir Yavuz Top türküsü… Ezgisiyle sözleri bütünleşen sitem dolu bir türkü… Görmezden gelinen nahif bir âşığın kırmaktan korkarcasına söylediği bir sitem… Ey sevdiğim […]
Yeryüzünde insanların çoğu yalnız, acılı… Öz başına… Turnalar, gökyüzünde bu acılara yanar. Eşini yitiren turna, bir daha eşleşmezmiş. Turna sadık, insan değil. Alevi-Bektaşi geleneğinde kutsal […]
Yedili hece ölçüsüyle söylenmiş bir Malatya türküsü… Olanaksızlığın daha ilk iki dizede duyumsandığı türkü doğa imgeleriyle dolu… Çiçekten harman olmaz Yâr derde derman olmaz Çiçekten […]
Kütahya türküsü… İstanbul, tüm gurbet kavramını kapsayan sızılı, büyük gurbettir. Anadolu’da, eskiden biri gurbete çıkıyorsa bu gurbet, genelde İstanbul olurdu. Sonra büyük bir gurbet olarak […]
Çömüdüm, kadın ağzıyla yakılmış bir Kütahya türküsü… Mâni nazım türü uyak ve ölçüsüyle yazılmış. Ay oğlan yiğit misin Dağlarda geyik misin Selam verdim almadın Allah’tan […]
Antik Yunan tragedyaları gerilim üzerine kurulmuştur. Tragedyaların en belirgin özellği de budur. Bu Trakya türküsündeki olay, o dönemde yaşanmış olsaydı Ege’nin öte yakasındaki bilge ozanlar […]
Hareketli ezgisi olan bir Şarköy türküsü… Türkünün farklı öyküleri var. Bu farklılıklarda ortak yön Nazife’nin çektiği acı ve ona reva görülen ölüm… Sanki Nazife ölmemiş […]
Türkü bir ağıt… Antep-Adana yöresindeki Türkmenlerin yerleşik hayata geçiş dönemine ait bir türkü… Ayşe, yeni evlenmiş güzel bir gelin… Güzel olduğu kadar da öz saygısına […]
Babalar Neden Erken Ölür? -IX- >> Sebzeler, dört tekerliye doldurulmuş, kapının önünde beklerken biz kahvaltı ediyorduk. Ablam, kahvaltısını bitirince “Ben masayı toplarım abla.” dedim. Ablam, […]
Babalar Neden Erken Ölür? -VIII- >> Güneş doğmak doğmamıştı daha. Alaca karanlığı dövüyordu Arap bülbülleri. Aşağı indim, tulumbadan su çekip yüzümü yıkadım. Ablam elinde iki […]
Babalar Neden Erken Ölür? -VII- >> Gece bunalınca dama çıkıp babamın eskiden yaz günleri yattığı yer yer yırtılmış cibinlikteki divana uzandım. Fesleğenin ve incirin o […]
Babalar Neden Erken Ölür? -VI- >> Doktor, “Yürüsün.” demiş babam için. Koluna girip her gün bahçeyi yavaş yavaş yürütüyordum Paytak’ı her iki yanı çiçeklerle sıralanmış […]
Babalar Neden Erken Ölür? -V- >> Güzdü. Ablam pazara, bahçemizdeki sebzeleri satmak için, dört tekerlekli, elle itilen aracıyla çoktan gitmişti. Çınarın altına da kahvaltılıklarımızı hazırlamıştı […]
Babalar Neden Erken Ölür? -IV- >> Babamı, güzelce yıkayıp, giydirdikten sonra kucakladığım gibi çınarın altındaki divana götürdüm. Gökyüzü masmaviydi. Yaban kazları geçiyordu bu sırada. Bir […]
Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır.