Kâğıttan Gemiler
Beyaz evlerin gölgesinde konuşmuştuk. Sol yanımız güneşti, bozkırı kavuran. Sağ dizime ağırlık vermeden kısa adımlar atıyordum. Ayağımın üstüne basamıyorum. Daha doğrusu basamıyormuş gibi yapıyordum. Ağaçsız […]
Beyaz evlerin gölgesinde konuşmuştuk. Sol yanımız güneşti, bozkırı kavuran. Sağ dizime ağırlık vermeden kısa adımlar atıyordum. Ayağımın üstüne basamıyorum. Daha doğrusu basamıyormuş gibi yapıyordum. Ağaçsız […]
Sonbahar geldi. Değişen mevsimle birlikte ben de işimi değiştirdim. Üzerinde fazla düşünülen her konunun yanlış karara varacağına inandığımdan, beş gün içinde eski işimden ayrılıp yenisine […]
– Çocuklar, bugün sözlü sınav vardı değil mi? – Hayır hocam, bugün konu işleyeceğimizi söylemiştiniz. – Otur, sıfır. Fehmi Hoca, kızdığı zaman hemen işi sözlü […]
Abdullah Bey için emekli demek doğru olmaz, çünkü öğretmenlik hala onun yaşamının en önemli parçasıdır. Sabah, okula gidiş saatinde uyanır, telaş içinde kahvaltısını yapar, gazetesine, […]
Güneşin altına uzanmışız, ben denizden, sen karadan. Bir gemi ile geldik diyoruz da kimse inanmıyor. Çoban köpeklerini sayıyorsun o zaman: kara, kont ve dubara. Onlar […]
Bazı müzisyenler kulağa ters gelen notalar basar. Diğerleri ayakta çalarken onlar oturur. Gerçekten izleyen gözler onları bulur yine de. Elli kişilik bir orkestranın içinde, onların […]
Sarı, karanlık bir yol var ya, duvarın yanından geçen. Geçen gece ağladığını duydum. Bahçe tarafı değil. Bilmiyorum. Belki de o gece, odan bitişikti yola. Duyduğuma […]
Artık yazmanın zamanı geldi. O, bunları okuyamayacak diye üzülmüyorum, nasılsa hayatta olsa da okumayacaktı. Bekir Amcanın ilgilenmediği şeylerin başında kendisi gelirdi. Bu, gösteriş amaçlı bir […]
Kaç gündür, Ümraniye’deki Vergi Dairesine gideceğim. Her seferinde bir bahane bulup, işi ertesi güne erteliyorum ama artık gitmeliyim, evet, yarın mutlaka gitmem gerek. Aslında öyle […]
Tuzla’dan Pendik’e doğru sahile bağlanan yeni yolda yürüyorum. Hava kararmış. Solumda kıyı boyunca sıralanmış, bitişik tersanelerden deniz görünmüyor. Adımlarımı tersanelerden gelen çekiç seslerine uyduruyorum. Koyu […]
Ne zaman yağmur yağsa sen yoksun. Adını bilmediğim bir şehrin, küçük bir otel odasında kitap okuyorsun. Belki de sigara içiyorsun yanımda. İzini bulup da kapını […]
Sesleri birbirine dolanmış, duymayışımız ondan. Odayı adımlayan biri var yanlarında. Biz değiliz ama başkası da değil. Yitirmiş neyi varsa. Gemiden denizaltına sürülen bir asker gibi […]
Deniz diyordum. Dalgalı. Sonrasında ıhlamur kaynattığın gecelerden biriydi. Issız bir lokantadayız, bütün masalarının ayırtılıp kimsenin gelmediği. Saat dokuzu geçiyor, sandalyede yatan kediden anlıyorum. Son bir […]
Kayaların üstündeyiz işte, yıllar öncesinden kalma resimler var elimizde. Elimizle tutamadığımız, ancak tutunmak için uzandığımız. Yenilgilerimizden sıkılmış, birbirimize bakıyoruz. Bakacak yüzümüz yok başka yere. Bu […]
Çimenler, yeşillerini matlaştıran soğuk nem tabakasının altında. Rüzgarın her esişinde, mor dairelerle büyüyen, yağmur suyunun kenarında oturuyoruz. – “On beş yaşındaydım. Siz eski evinizde otururken. […]
Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır.