Sait Reis
Öykü

Sait Reis

Zifiri karanlıklar içerisindeydi; sol böğrü de fena halde acıyordu. Alınma nedenini bilmiyordu. Herhangi bir örgüt üyesi de değildi Reis. Bir süredir Bursa’da açtığı balıkçı meyhanesine […]

Kasabanın Akıllısı
Öykü

Kasabanın Akıllısı

Sevgili babam İlhan Karaefe’nin kaleminden yaşadığı gerçek bir hikaye… (E.Karaefe) 1950’ler. Anadolu’da küçük, yeşillik bir kasaba. Kasabanın nüfusu 4500 civarında. Herkes birbirini tanır, birbirinin huyunu […]

sarı
Öykü

Sarı

Bir can sıkıntısıyla, sonbahar sarısı düştü yere. Sarının koyu tonları gölgelere düştü, apartmanların pencerelerini kapatan perdelerin karşısına. Mevsimi geçti diye, çocuklar plastik kovalarla gelip bahçedeki […]

Son Fok Balığı
Öykü

Son Fok

Yine aynı kayanın üstünde durmuş bana bakıyordu. Yüzü inat yapar gibi değildi; öyle bir anlam yoktu bakışlarında. Sanki: “Ne yapayım elimde değil, karnım aç olmasaydı […]

Kokular
Öykü

Kokular

Yosun kokusu geldi açık kapıdan, kendisine sürtünen binlerce balığın pullarını toplayıp farklı denizlerin suyunda yıkanmış. Denizin altında açık saçık şarkılar söyleyip, akla gelmedik öykülerini kumlara […]

Boş Mezar
Öykü

Boş Mezar

Her yaz köye gittiğimde onu bulup dostluk etmekten mutluluk duyardım. Yaşı altmışı geçmesine karşın halen dinçti. Aklar düşen düzgün kaşlarının süslediği gözlerinin içi, en acı […]

Kağıt Toplayıcısı
Öykü

Kağıt Toplayıcısı

Fikirtepe’nin daracık sokaklarına güneş ancak öğlen saatlerinde düşer. Fahri işe çıktığında, aynı döndüğündeki gibi, karanlıktır sokaklar. Bu saatlerde siyah beyaz fotoğraflardan çıkmış gibidir, ucu kırık […]

Beş Duyu
Öykü

Beş Duyudan Biri

İkinci kadehimi içiyordum. Sağımda oturan arkadaşımla birlikte gelmiştik bara. Arkadaşım diğer yanındaki, orta yaşlı, başına oksijen tüpü devrilmişcesine sarı saçlı bir kadınla konuşmaya başladığından ben […]

Anasonlu Pasta
Öykü

Anasonlu Pasta

Senin baktığın yere gidiyorum, gözlerini kısarak. Bir göğsükızıl, renklerini geçtiği yerlerde bırakıp gökyüzüne yükseliyor. Her teliyle ayrı değiyor havanın yumuşaklığına. Ilık mavi ışıyarak geçiyor yanından, […]

Boş Pencere
Öykü

Boş Pencere

Arnavutköy vapur iskelesinin karşısındaydı dükkânı. Yer yer sıvası dökük dükkânına girenlerin ilk gözüne çarpan, içerisinin büyük bir bölümünü kaplayan kahve değirmeniydi. Türkiye’de insanlar Nescafe içmeye […]

Şatırkuş
Öykü

Şatırkuş

Gözüm denizde, kıyıyolu boyunca yürüyorum. Bir denizin büyüklüğünü derinlerine bakarak, üstündeki sandalları sayarak ya da kıyıdan seyrederek fark edemezsiniz. Tıpkı ormanlar gibi. Ancak kokusundan anlaşılır […]

Ali Usta
Öykü

Ali Usta

Uyku tutmuyordu bu gece. Tutacağa da benzemiyordu. Uyuyabilmek için bir kaç saattir kapalı tuttuğu gözlerini açtı. Sokak lambası yatak odasını epeyce aydınlatıyordu. Duvarda yarış otomobili […]

Şehrin Kokusu
Öykü

Şehrin Kokusu

İş çıkışları is kokar. Deniz ya da orman kokusunu unutmuş insanlar için aslında fena bir koku da değildir bu. Egzoz gazının ciğerlere işleyen dumanı ile […]

Deprem
Öykü

Deprem

Görevli er, doktorun yanından çıkar çıkmaz yeniden taktı kelepçelerimi. Bana davranışlarından pek fena insan olmadığı anlaşılıyordu. Durumuma üzülür bir hali vardı sanki. Bazen göz göze […]

Yolların Bittiği
Öykü

Yolların Bittiği

Karanlık bir akşamdı, ayrıldım sürüden. Irmak boyunca yürüyüp, yorulunca arkama döndüm. Büyüdü içimdeki sıkıntı. Günlerce, kendi ayak izlerimi sürdüm geriye doğru, sonra vazgeçip yeniden ileri […]

Kaçış
Öykü

Kaçış

Şoförle birlikte dört kişiydiler takside. Sevgi, arka koltukta arkadaşı Esin’in yanında oturuyordu. Şoförün yanında oturan gencin görmemesi için hafif dönerek çantasından çıkardığı hapı ağzına atıp […]

Kuru Yaprak Yığını
Öykü

Kuru Yaprak Yığını

Kuru yaprak var eteğinde, bir yıldır biriktirdiğin. Sesin duru. Deniz kıyısında küçük bir kasabada yaşadığımız için. Bağırmasan da duyuyorum her tonunu. Uzaklaştıkça berraklaşıyor, Hem sesin, […]

Fino
Öykü

Fino

Ünlü mü ünlü bir aktörle ünsüz mü ünsüz bir yazar, oturmuşlar senaryo üstüne konuşuyorlardı. Aktör, yaşamımın filmi olacak bu diyordu. Hem yönetmenliğini yapacak, hem de […]

Kağıttan Gemiler
Öykü

Kâğıttan Gemiler

Beyaz evlerin gölgesinde konuşmuştuk. Sol yanımız güneşti, bozkırı kavuran. Sağ dizime ağırlık vermeden kısa adımlar atıyordum. Ayağımın üstüne basamıyorum. Daha doğrusu basamıyormuş gibi yapıyordum. Ağaçsız […]

Çınarın Ölümü
Öykü

Çınarın Ölümü

Sekiz yaşında bir kızım. Küçük kardeşimle birlikte yaşıyoruz. Biz karnındayken ölmüş annemiz… Her sabah İznik Gölü’nde avlanan balıkçıların şarkılarını dinler, her akşam gölden su içen […]