
Eski Kentlerde
Eski Kentlerde Bir şarkı söylerim Dionysos’a Toynakları alev alev Dörtnala koşan tayların Yıldızlar düşer suya Tutuşur gözlerim eski kentlerde Şarkılar söylerim Dionysos’a Yakamozlar taşırım gecelerinden […]
Eski Kentlerde Bir şarkı söylerim Dionysos’a Toynakları alev alev Dörtnala koşan tayların Yıldızlar düşer suya Tutuşur gözlerim eski kentlerde Şarkılar söylerim Dionysos’a Yakamozlar taşırım gecelerinden […]
Yemen’in başkenti Sana’a da bir çift çocuk gözü. Ama öyle basit bakışlar değil. Hayatında ilk defa yabancı gören, ürkek, meraklı, sevecen, gururlu…. Bükreş’te barda müşteri […]
Tuzla’dan Pendik’e doğru sahile bağlanan yeni yolda yürüyorum. Hava kararmış. Solumda kıyı boyunca sıralanmış, bitişik tersanelerden deniz görünmüyor. Adımlarımı tersanelerden gelen çekiç seslerine uyduruyorum. Koyu […]
(Yazının üçüncü bölümü için tıklayın.) Nesi farklı? Niye bu Nataşalara düşkünlük, sadece uçkur mu? Nasıl oluyor da peşlerinden koşturuyorlar tüm dünyanın erkeklerini? İşte cevaplar… Sovyet […]
Ne zaman yağmur yağsa sen yoksun. Adını bilmediğim bir şehrin, küçük bir otel odasında kitap okuyorsun. Belki de sigara içiyorsun yanımda. İzini bulup da kapını […]
Takip ettiğim ilk Futbol Dünya Kupası finalleri 1982 İspanya’dır. Yayınlanan karşılaşmalar Türkiye’deki ilk renkli yayınlardı aynı zamanda. Henüz tüm programlar renkli olmadığından siyah-beyaz devam eden […]
(Yazının ikinci bölümü için tıklayın.) İşimin gereği kuşlarla yarışırcasına uçtum. Uçmak benim için sıradan hale gelmiştir. Çoğu zaman uykumu getirmesi için uçağa binmeden içki içerim […]
Ürdün’de bir hafta sonu; kurtlar sofrası – Ağustos 2003 Hafta sonumu Ürdün’de kurtlar sofrasında geçirdim. Hepimiz aç kurtlar gibi doluşmuştuk otele. Üç veya dört yüz […]
Beklediğiniz ile bulduğunuz farklı olduğunda sizde kalan kocaman bir şaşkınlık olur. İran’daki şaşkınlıkta biraz üzüntü, biraz sıkıntı, biraz da çekicilik harmanlanıyor. Yetmişli yılların sonunda Şah […]
Modern toplumun üç büyük bileşeni vardır: devlet, sermaye ve halk. Uluslararası düzeye baktığımızda, devlet, sermaye ve halk, sırasıyla BM’nin en tepede yer aldığı bir hiyerarşi […]
(Yazının ilk bölümü için tıklayın.) Ukrayna – Aralık 1995 Ben denizin üzerinde yürüyebilen şanslı insanlardanım. Ne muhteşem bir zevktir o. Denizin üzerinde ister koşun, ister […]
Anadolu Lisesi günlerimde, sadece okuldaki derslerinde başarılı olmak dışında meziyetleri de olan, öğrencilerle dolu bir arkadaş çevrem vardı: Folklor oyunları konusunda liselerarası başarılara erişmiş bir […]
Psikoz. Yani ruh hastalığı. İyileşme çok uzun sürüyor. Hatta kimi zaman semptomlar tamamen ortadan kalkmıyor. Ölene dek mağduriyet. Kimi zaman tek çare ölüm. Gecikmeli ya […]
Sesleri birbirine dolanmış, duymayışımız ondan. Odayı adımlayan biri var yanlarında. Biz değiliz ama başkası da değil. Yitirmiş neyi varsa. Gemiden denizaltına sürülen bir asker gibi […]
Anılarımızın hepsi anı olabilmek için bir sınavdan geçer. Benliğimize yer etmiş olayların hepsi bizi ya çok üzmüş ya da çok sevindirmiştir. Geriye dönüp baktığınızda aklınızda […]
Deniz diyordum. Dalgalı. Sonrasında ıhlamur kaynattığın gecelerden biriydi. Issız bir lokantadayız, bütün masalarının ayırtılıp kimsenin gelmediği. Saat dokuzu geçiyor, sandalyede yatan kediden anlıyorum. Son bir […]
18.03.2003 – Trablus (Lübnan) İstanbul’dan bir telefon; “Kaçın savaş başlıyor!”. Savaşın çocuğu Lübnan’dan yeni bir bebeğin dünyaya gelmesi yüzünden ayrılmak zorundayız. Biz yarın Suriye üzerinden […]
Düşüncelerim ne kadar sağlıklı temellere dayanıyor, doğru şeyler mi düşünüyorum? Bu soruyu kendinize sordunuz mu hiç? Ya da çevrenizdekiler ne kadar sağlıklı düşünüyorlar. Düşünce yapımızı […]
Kayaların üstündeyiz işte, yıllar öncesinden kalma resimler var elimizde. Elimizle tutamadığımız, ancak tutunmak için uzandığımız. Yenilgilerimizden sıkılmış, birbirimize bakıyoruz. Bakacak yüzümüz yok başka yere. Bu […]
Copyright © 2017 - Tüm hakları saklıdır.