Sosyal Medya Savaşçıları

Ekim ayının dokuzuncu günü, sabahın ilk saatlerinde Türk popçuları sosyal medya hesaplarından düşman mevzilerini dövmeye başladı. Ortalık bir anda toz duman içinde kaldı. Düşman birlikleri şaşkına dönmüş biçimde farklı yönlerden gelen popçu ateşine karşı koymaya çalışıyordu. Savaş meydanında kahramanlaşan popçularımızın tek ortak noktası hepsinin bir şekilde askerlikten kaçmış olmasıydı. Popçularımız her ne kadar büyük bir çaba gösterseler de saatler geçmesine karşın düşman birliklerini henüz yerlerinden oynatamamışlardı. Bu durum birliklerimiz arasında atışlarımızın etkisini sorgulamaya kadar gitmiş, kumandanlar, komutası altındaki askerlere fark ettirmeden gizlice durumu değerlendirmeye başlamışlardı. O anda bir ‘Eller havaya’ sesi duyuldu, popçularımız var güçleriyle yeniden mesaj göndermeye başladılar. Mesaj sağanağı altında şaşkına dönen düşman birlikleri bu sefer geri çekilmeye başladı. Saat beşi gösterdiğinde ilk güzel haber Twitter’dan geldi. Popçular hedefledikleri ilk etiketi ellerine geçirmişti.

Popçuların başarısının ardından akıncılarımızın sesleri duyulmaya başladı. Birliklerimizin fotoğrafını Instagram’a ilk gönderen kişi ise 21 yaşındaki Ayberk oldu. Çevresinde Koca Ayberk olarak anılan bu Türk akıncısının yüklediği fotoğraf kısa süre içinde binlerce kez paylaşıldı. Fotoğraf bir süre sonra düşman mesajları ile geriye düşse de surdaki ilk gedik açılmış, Koca Ayberk artık çoktan tarihe geçmişti. Askerliğini bedelli olarak yapan Ayberk’in art arda gelen mesajları düşman birliklerini yorgun düşürmeye başlayınca diğer bedelliler de siperlerinden çıkarak taarruza geçtiler.

Birliklerimiz tüm cephelerde kahramanca çarpışıyor ancak Facebook’tan bir türlü istenen iyi haberler gelmiyordu. Bu durum cephenin yarılma tehlikesini ortaya çıkarmıştı. İşte o anda Youtube birliklerini kumanda eden Gökdeniz’in çığlığı duyuldu. Gökdeniz, babasının ayarladığı bir rapor sayesinde askere gitmekten son anda kurtulmuştu ama işte en önde o vardı bugün. Bu dakikaları ünlü bir tarihçi yıllar sonra şöyle yazacaktı: “Facebook’ta savunmada kalarak gücü tükenen birliklere ilk yardım Youtuber’lardan gelmişti.” Facebook’ta direnmeye çalışan birliklerimiz bu yardımla birlikte adeta coştular. Artık tüm sosyal medya ‘Ya Allah Bismillah’ sloganlarıyla inliyordu. Düşman birlikleri kaçırabildiklerini yanına alıp kalanları yakarak geri çekiliyordu.

Tüm hesaplarını kontrol ettikten sonra, artık yatsam iyi olur diye düşündü: “Yarın hepimiz için zor bir gün olacak”. Google’da ‘Şehitler için şiir’ diye aradı ama istediği gibi duygusal bir şiir bulamadı. Sonra ‘Anam sen ağlama’ diye yazınca aradığına ulaştı. Şiirin başına analı kuzulu, kurtlu koçlu bir giriş uydurdu. ‘Ant olsun ki’ diye başlayan girişini birkaç kez okudu. Kendi yazdıklarını okudukça gözleri doldu. Kendiyle gurur duydu, gerçekten de çok iyi bir insandı. Milliyetçilik buydu işte, ülkesini sevmek buydu. Gözünden akan bir damla yaşın içindeydi o yurtseverlik. Kendisini topladı, hemen haber sitelerine baktı, henüz hiç şehit haberi yoktu. Canı sıkıldı. Mesajını göndermek için ilk şehit haberini beklemeye başladı. Arada bir haber sitelerini kontrol ediyor sonra yeniden yazdığı mesajı okuyordu. Zor bir gün olmuştu, herkesin kendi şiirini konuştuğunu hayal ederek gözlerini kapattı.

Burak Kaya hakkında 127 makale
Müzisyen, yazar.