Geçen gün, eski bir arkadaşım annesiyle kahve içmeye gitmiş. Deniz kenarında kahvelerini içerken anne-kız fotoğraf çekip sosyal medya hesabına yüklemişler, yani kız yüklemiş. Fotoğrafın altında şöyle yazıyor: Bugün günlerden Nebahat.
Üşenmedim aradım Nebahat Teyzeyi, hiç lafı uzatmadan “Bugün günlerden ne?” diye sordum. Nebahat Teyze yumuşak bir tabiata sahip olmakla birlikte bazen asabi bir hal içine girebiliyor. “Alay mı ediyorsun lan benimle?” dedi. “Estağfurullah Nebahat Teyze, senin kız bu sabah Kalamış’ta kahve içerken fotoğrafınızı koymuş da altına ‘Bugün günlerden Nebahat’ yazmış, onun için öyle sordum” dedim. Telefonda, Nebahat Teyzenin sıklaşan soluk seslerinin böldüğü uzunca bir sessizlik oldu. Sonra “Tamam, ben onun edebiyatını sikerim” diyerek kapattı telefonu. Gözümde Nebahat Teyzenin arkadaşımı azarladığı anı canlandırdım. Yüreğim soğudu, az bir şey huzur buldum. Ertesi gün baktım fotoğraf duruyor ama açıklama değişmiş: “Annemle kahve içtik” yazıyor. Yazım tarzından hemen anladım, yeni açıklama Nebahat Teyze tarafından kaleme alınmış. Yani basitliğe, duruluğa, güzelliğe bakar mısınız: Annemle kahve içtik. O kadar. Fazla bir sözcük, gereksiz bir duygu, abartılı bir sıfat, hiçbirisi yok.
– Ne yaptınız?
– Kahve içtik.
– Kiminle?
– Annemle.
– Şimdi birlikte söyleyelim.
– Annemle kahve içtik.
Bak bütün soruların yanıtları da var içinde. Yani bu anlatım niye bize yetmiyor, niye bir süsleme gayreti içine giriyoruz? Bugün günlerden Selim, yarın Süleyman, öbür gün Neriman deyince ne geçiyor elimize? Ne gerek var bunlara, böyle yazınca çok müthiş bir laf mı etmiş oluyoruz? Selim çok mu mutlu oluyor, “Aaa bugün günlerden benmişim” diyerek gözleri mi doluyor Süleyman’ın? Böyle dandik söz oyunlarıyla onurlandırmış mı oluyoruz bu isimleri? Hem niye pazar günü yerine Neriman diyelim ki biz? Ayrıca bu günlerin kendi içinde bir sistematiği var. Yani pazar bitince, eski günü de anacak şekilde ertesi gün için pazartesi diyoruz. Bu şekilde pazarın bittiğini de anlamış oluyoruz. Peki aynı şekilde Neriman’dan sonraki güne Nerimantesi diyebilir miyiz? Eğer böyle dersek Neriman kendisini kötü hissetmez mi? Durduk yere terk edilmiş, boşa çıkmış gibi bir duruma neden sokalım biz Neriman’ı?
Günlerle aylarla sıkıntınız nedir oğlum sizin? Bakın biz küçükken top oynadık mı camdan biri çıkar “Sikt’rin gidin başka yerde oynayın lan” derdi. Biz de topumuzu alır başka bir yere gider, yeniden sikt’redilene kadar orada oynardık. Bu arkadaşların edebiyatla alıp veremedikleri nedir bilmiyorum ama lütfen bu alanlarda top oynamayı bıraksınlar. Ben kötü söz kullanmadan kibarca uyarıyorum: Şu an kullanılan günleri beğenmeyebilirsiniz, yetersiz bulabilirsiniz, hatalarını vurgulayabilirsiniz ama bu tepkimizi lütfen günlerin adlarını değiştirerek göstermeyelim. İyi veya kötü oturmuş bir kullanımımız var. Salı denildiğinde herkes bunun pazartesiyle çarşamba arasındaki gün olduğunu anlıyor ancak sizin amcanızın oğlunun hangi güne denk geldiğini herkes bilemeyebilir.