Güneş Olayım Dedim

Güneş Olayım Dedim

Kaybettiğimiz her şey için bir şey kazanıyoruz. Kazandığımız her şey için de bir şey kaybediyoruz.

Hayatta çok şey kaybettim ben ama öyle böyle değil, annemi kaybettim mesela, bir daha gökyüzünde güneş görmedim sonrasında.

Annem öldüğünde çok uzak bir arkadaşım bana taziye mesajı atmıştı, sen annensin aslında diyordu. O ölmedi onu kaybettin ama o ölmedi. Ayağa kalktım üstümdeki tozu toprağı ellerimle patakladım ortalık duman oldu, ben yoluma devam ettim. Acılarla güçlenir diyorlar ya o yalan. Acı hep sizde kalıyor. Kaybettikçe canınız acıyor. Acıdıkça acıyor. Ama ayağa kalkmayı kazanıyor insan.

Dostlar kaybettim ben. Kaybettikçe içlerini gördüm. İnsanı kavgada öğrenirsin derler ya, doğru demişler. Bazısı benim hatam, bazısı onların. Ama kaybettikçe kalanları ve yeni gelenleri kazandım. Kıskanç olmayan, bana gerçekten değer veren, kalbimi okuyanlar kaldı onları kazandım değerlerini anladım.

Hep ama hep kaybettim ben.

Para kaybettim. Beni üzecek paralar kaybettim ama paraya gülmeyi kazandım. Para kaybettikçe geri geldi. Her kaybımda kalbi kocaman insanlar kazandım. O kadar kocamandı ki kalpleri parayla asla alamazsınız.

Güneş olayım dedim. Bazısı ben senin ayın değilim dedi bazısı çok sıcak dedi, çoğu ısındı büyüdükçe büyüdü. Onların enerjisini kazandım. Enerji karşılıklıymış onu öğrendim. Meğer ben güneş değilmişim herkes güneşmiş. Gidenler gitti güneşler kazandım.

Saflığımı kaybettim. Hayat yolunda kim beni düzecek derken saflığım uçup gitti. Güven kaybettim. Kazıklayanlar, kandıranlar kazandı mı? Bilmem. Ama ben kazıklandıkça kazıklanmamayı kazandım ama saflığımı, iyi niyeti kaybettim. Saflık erdem değil diğer tarafa verilmiş kurnazlık hakkıymış meğer. İyi niyetleri kaldı elbet ama bir çocuğun ki, bir evsizin ki değil elbet.

Öyle kolay değil kaybederken kazanmak. Üç kelime yazdım diye sanmayın ağlamadım. Çok ağladım ama gülmeyi kazandım. Ne kadar ağladımsa daha fazla güldüm.

Çocukken çok kavgacıydım. Hem de sokak kavgası. Hep ben vardım kavgada. Hiç korkmadım kavgadan hep daldım bodoslama. Yumruk yedikçe yumruk attım. Sonra anladım ki en güzel yumruk zekâ imiş. Yumruk azaldıkça aklım arttı. Aklımı kazandım.

Akrabalarımı kaybettim. Akrabalığın aslında kandan değil sevgiden geçtiğini öğrendim. Babamın sevgisini görünce baba kazandım. Babalığın bir spermden gelmediğini öğrendim.

Gençliğimi kaybettim ama çok güzel yaşanmış bir hayat kazandım.

Yahu siz ne diyorsunuz, benden güçlü, benden yırtıcı, benden iyi, benden akıllı, benden daha çok Fenerbahçeli, benden çok ama çok bir oğul kazandım. Çok kaybettim de ne olmuş.

Kaybetmeden kazandıklerımın en güzeli ise karım oldu. Kadın kaybetmeden dünyanın en güzelini kazandım.

Bu güne güzel bir haberle başladım. Karım geliyor uzaklardan. Yakında uçacağız canımdan çok sevdiğim oğlumun yanına. Suadiye sahilde çıkardım tişörtümü, güneşleniyorum bir keyif purosu yaktım. Bir yandan yazıyorum bir yandan yazdıklarıma ağlıyorum.

Yeni bir hayatım var 50’den sonra kıskançlardan, dedikoduculardan, iki yüzlülerden uzak. Az kişi kaldı çevremde ama her biri kaybettiklerimin yüz katı bedelinde.

Kaybettiklerime teşekkür etmeyi öğrendim.

Ben bu hayatın bedelini kaybederek kazandım. Öyle kolay değil bu hayat…

Kaybettim ama yenilmedim. Çünkü ben yenilmezim.

Kapı ne kadar dar olsa da
Cezalarım ne kadar ağır olsa da
Kaderimin efendisi benim
Ruhumun kaptanı benim…

10 Ekim 2020 / Suadiye Sahil

35’imi merak edenler için: İki Kere İki