Al Basmadan Donum Var

Al Basmadan Donu Var

Kıvrak, neşe saçan bir Ege türküsü… Üstelik kadın ağzından, sevdiği erkeğe yakılmış.

Türkü, mani nazım şekliyle oluşturulmuş. Dörtlüklerin ilk dizesi doldurma. Her dizeden sonra kavuştakların (bağlama) olması türküye canlılık katıyor. Bu türkü adamı oynatır.

Al basmadan donum var
Suya giden yolum var
Al oğlan sevdiğini
Bu dünyada ölüm var.

Gelenektir, kur yapan hep erkek olmuştur. Kur, kadın tarafından yapılıyor bu kez. Bu da türküyü daha sevimli kılıyor. Genç kadın al basmadan elbisesiyle (don) güzelliğinin farkında. Su yolunu tuttuğunda al basmalı elbisesini giyen genç kız, sevgilisine gönderme yapar bu iki dizede. “Suya giderken peşimden gel.” demenin bir başka yolu. Bundan daha güzel zarf atılır mı?

Genç kız, “Nasıl olsa ölüm var, al sevdiğini, doya doya yaşa!” diyecek kadar da açık yüreklidir. Ardından da o kavuştağı söyler. Bir cilve, ancak böyle güzel dillendirilebilirdi.

Avlunun ortasında
Kına kardım tasında
Bergama yıkılmasın
Yârim var ortasında.

Genç kız, öyle çok sever ki yaşadığı Bergama’nın yıkılmamasını isterken bile sevgilisini düşünür. Bergama yıkılırsa sevgilisi ölebilir. Bu nedenle “Bergama yıkılmasın,” der. Sevgilisi içinde değilse Bergama yıkılabilir demeye mi getiriyor nedir?

Gözlerine tembih et
Başka yâre bakmasın.

Ardından sevgiliye uyarıda bulunur: “Gözlerin benden başkasını görmesin.” Bu tür, kıskançlıklar hep erkek ağzıyla yakılmış türkülerde görülür. Bu kez tembih eden de kıskanan da o… Genç kız…

Bugün ben yâri gördüm
Hiç canım sıkılmıyor.

Böyle sevilen erkek daha ne ister? Genç adam, “Düğün senin evinde; gir oyna, çık oyna.”

“Seni seviyorum.” cümlesini söyleyen hep erkek olmuştur. Bugün bile bu kural değişmedi. Teklif erkekten gelmeli, anlayışını yıkan bir türkü bu. Aşk iki kişiliktir ve aşkın yarısı kadın, yarısı erkektir. Biri diğerinden daha çok değildir aşkta. Biri az, diğeri daha çoksa o aşk, çok olanın hükümranlığındadır.

İlk teklifi, ilk “Seni seviyorum.” cümlesini kadın söylüyor ve bu yadırganıyorsa orada kendi yargılarından başka yargılara yaşama şansı vermeyen dogma ve bağnaz bakış, erkek egemenliğini kutsarken kadını ahlaksızlaştırır.

“Ahlak, namus deyince sadece kadından konuşan herkes ahlaksız ve namussuzdur.” (Frida Kahlo)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.