Yerli Oto / Test Yazısı

Geçen hafta hükümetten bir yetkili aradı ve yerli otomobille ilgili test başvurumun kabul edildiğini bildirdi. Dün öğlen saatlerinde otomobili iki saat boyunca test etme fırsatı buldum. İleri gidiş, geri geliş, sağa sola dönüş olsun pek çok noktada test ettim aracı. Arabanın Türkiye’de kullanılacağını düşünerek uzun uzun kornasına bastım, sileceklerini büktüm, tamponuna tekme attım. Doğrusu araç bana mısın demedi. Bugün, olumlu ve olumsuz yönleriyle genel olarak yerli otomobilimizi değerlendirmek istiyorum.

Tasarım: Yerli otomobilimizin en güçlü yönü tasarımı. Tasarıma baktığınızda ilk dikkatinizi çeken şey arabaya damgasını vuran İtalyan çizgileri oluyor. Çünkü otomobili İtalyanlar çizdi. Bizi karıştırmadılar hiç. Ben İtalyanların bu yönünü seviyorum, yani adamlara bir iş verdin mi elli tane soruyla geri dönmüyorlar, iyi kötü bir şey yapıp önüne getiriyorlar. Bakın İspanyollara versek şu an lansmanla uğraşmak yerine bilgisayardan mesajlaşıyorduk adamlarla. İtalyanlar belki önceden yaptığı bir arabadan esinleniyor, gidiyor falanca modelden araklıyor ama mutlaka bir sonuçla dönüyor. İleride de yerli otobüs, milli troleybüs gibi projelerimiz olursa mutlaka İtalya ile çalışılmalı diyorum. Bu adamlar tasarım olarak iyiler, bunu kabul edelim.

Hızlanma: Otomobilin hızlanması maalesef beni tatmin etmedi. 2017’de yollarda olacağı söylenen bir otomobil sonuçta bu. 2017’den bu yana üç kere dünya turu atması gereken otomobilimiz maalesef ancak tır üstünde Gebze’ye gelebilmiş durumda. Ben bu açıdan ivmelenmesini yetersiz bulduğumu söylemek istiyorum. Yani biraz gidersin de sonra tutukluk yaparsın, onu anlarım. Her araba yapıyor bunu ama yerli otomobil dediğin zaman kalkışta seni şöyle bir silkelemesi lazım. Bizim arabanın kalkışı iyi değil. Kalkamıyor yerinden. Hadi 2017 ilk yılıydı diyelim, en azından 2018’de hafif bir kıpırdanma bekledim açıkçası ben. Yani bir farları yak, motorunu titret, şöyle hafiften harekete geç olmadı sonradan yavaşlarsın ama böyle yıllarca saksı gibi durmak yakışmadı yerli otomuza.

Motor: Bana test için verilen otomobilin içinden motor çıkmadı. Yetkilileri aradığımda aracın esnek yapıda tasarlandığı ve içine herhangi bir motor konulması durumunda sorunsuz çalışacağı bilgisini aldım. Bildiğim kadarıyla böyle bir esneklik başka bir araçta yok. Araba en başta benzinli ve dizeldi, sonra elektrikli oldu, spor oldu, SUV oldu. Bunlar tabii esnekliğin en önemli göstergeleri. Ben test için motor bölümünün içine on iki beygirlik pancar motor koydum. Sonuç gayet iyi. Ses olarak son derece başarılı buldum ama hareket anlamında isteneni veremedi, yani hareket etmedi diyebilirim. Eğer siz hem ses çıkarsın hem de gitsin istiyorsanız çalıştığını bildiğiniz bir arabanın motorunu söküp yerli otoya takarak daha iyi sonuç alabilirsiniz. Benim otomobilden ilk beklentim açıkçası bu değil. Zaten gitse nereye gidecek, İstanbul’un her yanında trafik var. 150 beygirlik motorla köprü trafiğinde bekleyeceğime, 12 beygirlik pancar motorla kapıda beklerim daha iyi. Ancak ben ileri dönemlerde aracın içine bir de motor konulması taraftarıyım. Belki standart versiyonda olmayabilir ama en azından opsiyonel olarak motor seçeneği olmalı.

Zamanlama: Yerli otomobilin en iyi performans gösterdiği alan zamanlaması. Nerede kalkıp nerede duracağını, nerede oturup nerede stop edeceğini biliyor. Ne zaman ülkede bir sıkıntı olsa yerli otomobil imdadımıza yetişiyor. Suriye’de bir sıkıntı mı var bakıyorsunuz yerli otomobil ortaya çıkıyor. Asgari ücretin açıklandığı günün ertesi günü lansmanı yapılıyor. Tam bir kötü gün dostu. Belki bir şeye üzülecek, belki sitem edeceğiz veya bir küfür sallayacağız, bir bakıyoruz yerli otomobilimiz ufukta görünüyor. Kullanıcısını her türlü beladan kurtarmak üzere harekete geçen tuhaf bir otomobil. İşverenin kara gün dostu. Genel grevle mücadele edebiliyor. Direnişe limon sıkabiliyor. Gündemi değiştirip kara bulutları dağıtabiliyor. Bu yaşıma kadar çok araç test ettim ancak bu özelliğe sahip başka bir otomobile rastlamadım.

Yakıt Tüketimi: Benim test ettiğim araç yakıtını tüketmedi. Telefonla ulaştığım yetkililer de bunu teyit ederek aracın yakıt tüketimi bulunmadığı bilgisini verdiler. Dört saatlik kullanım sonrasında mililitre düzeyindeki tüketimin de buharlaşmadan kaynaklandığını düşünüyorum ki o da aracın suçu değil.

Yol Tutuşu: Yerli otomobilin yol tutuşu fena değil. Özellikle virajlı yollarda yolu çok iyi tutuyor ancak standart donanımda bulunmayan direksiyon simidi nedeniyle yolun dışına çıkma riski var. En azından standart versiyon için virajlı yolları önermiyorum. Eğer viraja girilecekse öncesinde mutlaka güvenlik paketi alınmalı. Güvenlik paketiyle birlikte sunulan opsiyonel direksiyon simidi ve fren pedalı yol tutuşunu daha da iyi bir düzeye getirecektir.

Fiyat: Yerli otomobilin fiyatı belli değil. Bu nedenle aracı almak isteyen kişilerin bayilere hazırlıklı gitmelerini öneriyorum. Vergi mergi derken gene ciddi bir rakam isterler diye tahmin ediyorum ancak aracın fiyatı belli olmadığından pazarlığa da açık olacaktır. Bu nedenle alıcıların tüm parayı birden bayide ortaya çıkarmamaları bence çok önemli. Para ikiye bölünerek ayrı ceplere konursa, bir cepten çıkacak para ile ‘Elimizde bu kadar var’, ‘Bu paraya olmaz mı?’ gibilerinden bir pazarlık yapmak mümkün olabilir.

Burak Kaya hakkında 127 makale
Müzisyen, yazar.

4 Comments

Yorumlar kapatıldı.