Kâtibim (Üsküdar’a Gider iken)

“Katibim” (Üsküdar’a Gider iken) farklı sözlerle Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Afganistan, Pakistan, Malezya, Singapur, Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerde ve Arap dünyasında çığ gibi yayılıp icra edildi. Sevilen bir şarkı hızla yayılıp birçok ülkede dinlenir ama bestesine farklı sözler yazılarak bu kadar yaygınlaşmasına ilk kez rastlanıyor sanki. Bu da türküdeki ezginin gücüne işarettir.

Kâtibim (Üsküdar’a Gider iken) türküsünün birkaç değişkesi var. Abdülmecit döneminde memurlara setre ve pantolon giydirilince halk, her yeninin garip karşılanmasındaki duyguyu yaşayarak alay amaçlı bu dizeleri yazar. Ezgisi için de Kırım Savaşı’na katılan “Donsuz Askerler” lakaplı İskoç birliğine yazılan marş olduğu söylenir. Bu durumda marş ve “Kâtibim” sözlerinin birleşmesinden oluşuyor bu türkü.

Alay, halkın Padişah’a bir tepkisidir aslında. Fıkralardaki gibi açık açık söylenmeyen, imalı sözlerle dillendirilir. Ama nedense türküde en ufak bir alay sezinlemedim. İmalı alay nerede? Türkünün ezgisi hele alayı içermeyen bir duygusallıkta akıp gidiyor. Orkestranın alayı vurgulayan baskın vuruşları, bir çalgının tonlaması da yok ezgide.

Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur,
Kâtibimin setresi uzun eteği çamur.
Kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmur.

Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır,
Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır.

Üsküdar’a gider iken bir mendil buldum,
Mendilimin içine de lokum doldurdum.
Kâtibimi arar iken yanımda buldum.

Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır,
Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır.

Diğer değişke, Üsküdar’da yaşayan Kâtip Aziz Bey yoldan geçerken pencerelere koşan kızlara mal edilir. Aslında bu öykü, türküye çok da yakışıyor. Bu durum, yakışıklı Ahmet Muhip Dıranas’ın da başına gelmiştir. Olvido, yoldan geçerken de pencerelere üşüşürlermiş genç kızlar.

Kâtip Aziz Bey, nasıl da mutlu olmuştur kim bilir.

Türkünün Yunan, Bulgar, Sırp müziği olduğunu iddia edenler de var. Bu, doğru da olabilir ama en çok da sevilen bir şeyi sahiplenmenin savaşımıdır bu “Sarı Gelin” türküsünde olduğu gibi.

Evrenselleşen bir sanat yapıtının ülkesi olmaz; o, tüm insanlığındır artık.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.