
“Divane Âşık gibi Dolanırım Yollarda” bir Trabzon türküsü ve halk edebiyatındaki “Dedim, dedi” tarzında. Âşık ve sevgili karşılıklı söyleşirler. Bir o der, bir diğeri…
Âşık: “Divane aşık gibi de dolanırım yollarda
Kız senun sebebine kaldım İstanbullardaSevgili: Boban beni bobamdan da bir kerrecuk istesun
Allah’ın emru ilan gelinum olsun desinÂşık: Sar belune belune da Trabulus kuşağı
E sen de der misun alsam ha bu uşağıSevgili: Yüksek dağun guşuyum da selviye gonacağum
İste beni bobamdan vermezse gaçacağumBirlikte: Al şalum yeşil şalum da dünyayı dolaşalım
Sen yağmur ol ben bulut Maçka’da buluşalım.”
Âşık, İstanbul’da çalışıp divaneler gibi dolanır durur; aklında hep sevgili vardır. İstanbul’da kalmasının nedenini de ince bir sitemle sevgiliye bağlar ama sevgili, nettir, “Baban beni babamdan istesin.” der açık açık. Genç adama yol gösterir, sitem edilmesi gereken de âşıktır oysa. Duyulmuş, işitilmiş şey değildir geleneklerin dürtüsüyle yaşayan bir toplumda kadının evlenme teklifi etmesi. Aslında türkü de “Dedim.” vardır ama “Dedi.” yok hükmündedir. Yüksek dağların kuşu, selvilere konan kuş yuva kurmak ister.
Kadının evlenme teklifinin ardından “Beni babamdan istet, vermezse kaçarım.” demesi, pederşahi toplumda güçlü bir öz bilincin ürettiği soylu kararlılıktır.
Genç kadın, çalışmak için gurbete düşen utangaç âşığı için her şeyi göze alır: Ürettiği benlik saygısıyla yeni dünyalar keşfederken sevdiği adamın elini tutmak için, Maçka’ya doğru yürür. Bu yürüyüş, yalnızca pederşahi (patriarkal) geleneğin sarsılmasının değil çürümüşlüğünü de gün yüzüne çıkaracaktır.
Bu türkü, tek başına savaşan destansı kadının kutsadığı aşka yazılmıştır.
İlk yorum yapan olun