Yaşamın Kalleşi de Var

Yaşamın Kalleşi de Var

Reva görülen diz boyu itilmişliğin kuytularında
Başka şeylere dönüştürülürken insanlık, kurulu bir tuzağı yemlemekte hain!

İlkin kendinedir boynunun bükülmesi,
Kovasında balığı olmadan evine dönen paganın!
Sen değil miydin dünyaya anlam verip
Doğanın bereketini kutlayıp ilkleri barındıran yaşam ustası
“Utandıkça insanlaşır insan.’’ sen değil misin diyen?

Senin boynunu büken utanç
Denizleri parselleyen zalim bezirgâna özge
Hangi yana bakılsa yer demir, gök bakır insanlık
Elbette her yenilgi bir şey öğretir: Yaşamın da kalleşi var.
Nasıl bakar içine insan ya da çoluk çocuğun yüzüne diye dövünüp
Ah, balıktan kovası boş dönen pagan!
Koy kantara da tart nahak mı ağır, dağ mı?

Uyumsuz bir yaşam, ürkütücü kehaneti körüklerken
Ne içindeki kuyuya ne de güle sığıyor bülbül
Böyleye dönen bir ağılı zaman!

Yok etmeyi seçen kolonyalist güç, örterek çirkin yüzünü
Oluk oluk kabalığı reva görüp canlıya ve şeylere
Canhıraş feryatlar kopuyor hakmış gibi gezerken başka topraklarda.

Sen ki beden ve zihnin uyumu,
Çıktığın yolda yanında bir tek içindeki insan
Gösterişsiz bir utangaçlıkta fısıldar kulağına bilgelik: Yaşamın kalleşi gibi sözünün eri de var.

Eskisi gibi tak zillerini, etekleri zil çalıyor, desinler
Büyüyle bir şeyleri değiştirmek ruhanilere özge
Marifet büyüde değil, kuşkuyla bakmakta
Desinler varsın koca pagan, “Bu paganın gözü yıldızlarda.” desinler.
Simya, yıldız falına bakanlara kalsın; kimya sana
Bu pagan, abıhayat içmiş, desinler

“Kapıyı çalan kimdir/ Aç bakim gelen kimdir/ Yaram derine düştü/ Belki gelen”
Bizim pagandır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.