
Kitabın daha önce baskıları olmuştu. Çok önce okumuştum ama çoğu okuduğumu da unutmuşum. Oysa “Dil Yanlışları” başucu kitabı. Elinizin altında bulunması gerekiyor. 2023 yılı basımı kitabın yayın direktörü Mehmet Bozkurt. Düzelti, Saliha Ulusoy… Son okumayı Gökçe Şenoğlu, kapak tasarımını Emir Tali üstlenmiş. Konun ciddiyetine uygun bir kapak tasarımı olmuş. Sayfa tasarımı Beyzanur Karabulut Koç‘a ait. Görevlerinin üstesinden gelmiş hepsi de. Kitabı, İnkılap Kitapevi yayımlamış.
Ömer Asım Aksoy bir dil ustası. Osmanlıcaya hâkimiyeti kusursuz ve Arapça bilgisi, bir Arap dil bilimciyle boy ölçüşecek düzeyde. Öğretmen, savcı, milletvekili oldu. Uzun süren araştırmalar sonucunda Derleme Sözlüğü’nü ve Tarama Sözlüğü ortaya çıkardı. Her iki sözlük de büyük emek isteyen çalışmalar. Derlemek öyle kola bir çalışma değil. Dil Derneği büyük ustayı ne güzel anlatmış:
“1983’ten sonra oluşturulan resmi TDK’nin yayımladığı İmla Kılavuzu ile Türkçe Sözlük’ün tüm yanlışlarını birer birer ortaya çıkardı ve yayımladı. Toplumu, eğitimcileri uyardı. Hem resmi TDK’den hem de bu yapıtları eğitim kurumlarına sokan yetkililerden yanıt bekledi. Bunun üzerine bütün basın yayın organlarına Türkçe Sözlük’teki yanlışların sergilendiği yazısıyla birlikte şu mektubu gönderdi:
‘Resmi niteliği bulunan yeni baskı Türkçe Sözlük’teki yüzlerce yanlışın düzeltilmesi için dört yıldan beri ilgililerin dikkatini çekmeye çalışıyorum. Benim yanıldığım sanılıyorsa bunun bildirilmesini de diliyorum. Ne yanlışlıklar savunuluyor ne de bir düzeltme girişimi görülüyor.
Son çareyi, basınımızın ve değerli yazarlarımızın ilgilenmesinde görerek size, bu çok önemli konuyu özetleyen bir yazı sunuyorum. İçten saygılarımla. 15.3.1993’
Büyük dilbilimci Ömer Asım Aksoy 1897 doğumlu. Bu mektubu yazarken de tam doksan beş yaşında. Manifesto gibi bir mektup… Belleğinin diriliğine, sorumluluk duygusuna, çalışkanlığına hayran olmamak elde değil. Böyle bir ustaya şapka çıkarılır.
Günlük yaşamımızda konuşurken, bir şeyler yazarken çok dil yanlışı yapıyoruz. Hele ki gazetelerde, dergilerde, TV’lerde, radyolarda, sunucularda bu yanlışları görmek insanı üzüyor. Üstelik bu dil yanlışları öyle böyle yanlış da değil. Halktan birinin yanlışının nedenini anlamak kolay ama sunuculardaki, gazetelerdeki, dergilerdeki, yazarlardaki yanlışlarının nedenini anlamak mümkün değil. Eski TRT sunucularının diksiyonları, tonlamaları, vurgulamaları mükemmeldi. Sunucular, eğitimden geçirildikten sonra sorumluluk alırlardı. Şimdiki TV-radyo sunucularının eğitilmesi söz konusu değil. Yazarlar da artık dil yanlışı kaygısı taşımıyorlar, hiç hem de… “Esmer saçlı”, “saat 6.15 suları” diyen yazarımız da var çünkü.
“Dil Yanlışları” herkes için, özellikle sunucuların, toplum karşısında konuşan yetkililerin, öğretmenlerin, akademisyenlerin, öğrencilerin okuması gereken bir kitap. Ömer Asım Aksoy, ders verircesine anlatıyor; yanlışlara örnekler veriyor, bu yanlışları düzeltiyor.
Dil yanlışlarından kurtulmanın yolu, dil yanlışlarının okullarda ders olarak okutulmasından geçer. Dil konusu, ilkokuldan itibaren ders olarak müfredata alınmalı.” Konuşma ve yazma” adı altında bir ders konulmalı matematik dersi gibi, tarih dersi gibi… Yoksa ortaokul ve liselerde yıllık planda belirtildiği gibi yılda iki ya da üç saatte öğrenilecek bir konu değil. Bu, olmadıkça dil yanlışlarından kurtulmak mümkün değil.
Kitabı okurken şaşıracaksınız. “Ta” ile “ta ki” nin arasındaki farkı bilmeden kullanmamıza mı yoksa “kayyım” dan yanlış kullanılan “Kayyum”a geçilmesine mi? “Kayyum” Tanrı adlarından biri oysa. “Kayyım”sa kısaca belirtmek gerekirse mahkemece atanan kimse demektir. Bakar mısınız farka ve yanlışlığa? Sonra“özbeöz” denilmeyeceğine mi şaşırırsınız? Fransızca bir sözcüğe(fizik) Arapça bir ek olan “en”nin getirilerek “fiziken” denmesine mi? Farsça bir sözcük olan “peşin” e Arapça “tenvin “denen “en” eki getirilerek oluşturulan “peşinen” sözcüğünün yanlışlığına mı? Okuyunca göreceksiniz, üzüleceksiniz ama çok şaşacaksınız.
Kitapta bazı yanlışları göstermek isterim. Bu, Ömer Asım Aksoy’dan çok, sorumluların gözden kaçırdıkları yanlışlar. Yoksa büyük ustaya dil konusunda kim “Yanlışın var.” diyebilir? Keşke “Ömer Asım Aksoy”larımız çok olsaydı!
- Örneğin “bu cümlelerle enflasyon hızını… öngörülmüştür.” (s.104)
Cümle içinde başkasının bir cümlesi kullanılacaksa tırnak içine alınır. Burada da tırnak içine alınmış ama tırnak içindeki cümle büyük harfle başlatılır. Küçük harfle başlatılmış. - “Çok istenilen” (s. 152)
Bir eylemsi ya da eylem bir edilgenlik eki alır. İkincisine gerek yok. Eylemsi, iki edilgenlik ekinin (-l, –n) ikisini de almış. “Çok istenen” yeterliydi. Bu yanlışlık, birkaç yerde daha yapılmış. - İnkılâp Kitapevi, “inkılap” sözcüğündeki –l’den sonra gelen a’nın üzerine neden düzeltme işareti koyar ki? Anlamak mümkün değil. Ne TDK ne de Dil Derneği böyle yazar. İkisi de “inkılap”ı doğru bulur.
İlk yorum yapan olun