Kötü Tabiat, İyi Doğa / Tuncer Erdem

Tuncer Erdem’in Yapı Kredi Yayınları tarafından Mart, 2023’te yayımlanan Kötü Tabiat, İyi Doğa adlı öykü kitabı 235 sayfadan oluşuyor.

Kitabın editörü Murat Yalçın. Düzeltide Çetin Şen’in, kapak tasarımında Nahide Dikel’in, sayfa tasarımında Mehmet Ulusel’in ve grafik uygulamada Arzu Yaraş’ın adı var.

Kitapta her sayfanın karşı yaprağında Tuncay Erdem’in çizimleri yer alıyor. Bazen bir portre, bazen bir bitki, bazen hayvanlar. Çizimler ve öykü bir düzen içinde ilerliyor ancak sol taraftaki yazılar ile sağdaki desenler genel olarak birbirinden bağımsız gibi duruyor. Eğer desenler olmasa ve yazılardaki boşluklar kaldırılsa kitap elli sayfadan daha az olabilirmiş. Ben başladığım gün birkaç saat içinde bitirebildim kitabı.

Arka kapaktaki yazıyı okuduğumuzda Tuncer Erdem’in “doğa” sözcüğünü dünyadaki canlı, cansız varlıklar için “tabiat” sözcüğünüyse insanın davranış ve huyları anlamında kullandığını anlıyoruz. Doğal güzellikler ve insan tabiatı gibi. Oysa bu iki sözcük eşanlamlı. Tabiat, doğa’nın Arapçası. Bir söz oyunu yaptığınızda, bu oyunun anlaşılabilmesi için arka kapak yazısına veya ek bir açıklamaya gerek duyulmaması gerek. Burada ise söz oyununun ek bir açıklama olmadan okur tarafından anlaşılabilmesi zor görünüyor.

Tuncer Erdem Türkçeyi iyi biliyor. Türkçenin yazara sağladığı olanakların farkında. Bazı yazılarda Türkçenin diğer dillere göre daha az sayıda sözcüğe sahip olduğu bu nedenle anlatım gücünün sınırlı olduğuna ilişkin saptamalara siz de rastlamışsınızdır. Ancak dillerin anlatım gücü yalnızca sözcük sayısıyla ilgili değil. Türkçedeki pek çok sözcük bir nesneyi, bir rengi anlatırken buna bir tat, duygu, hareket, görsel bir boyut da ekler. Bu sözcüğü işittiğinizde gözünüzde sadece o renk veya nesne canlanmaz onun başka özellikleri de gözünüzün önüne gelir. Örneğin “yavruağzı”nda tazelik, canlılık, yaramazlık gibi bir rengin tonundan fazlası vardır: Bazı sözcüklerin öylesine belirgin görsel, duygusal çağrışımları vardır ki yalnızca o sözcükle şiirsel bir dil yaratabilirsiniz. Gülkurusu, camgöbeği, kavuniçi gibi… Anadili Türkçe olan beş kişiden kedi yerine bir sözcük türetmesini isteseniz hemen o anda “faretutan”, “oyunbaz”, “zıplak”, “köpeksevmez”, “kuşuçurmaz” gibi onlarca ad bulabilirler.

Hastalık adlarına baksanız kuşpalazı, boğmaca, kızamık, kabakulak, inme gibi onlarca hastalık bulabilirsiniz. Tuncer Erdem Türkçenin bu gücünü bilen birisi olarak çağrışım dağarcığı geniş olan kuş adlarını öyküye serpiştirmiş: Karabakal, akça cılıbıt, baştankara, alakarga, ardıçkuşu, alaca baykuş, peçeli baykuş, erguvani balıkçıl, ibibik, delice, saka, çaylak, narbülbülü, sazhorozu, yelkovan, gökkuzgun, borankuşu, aladoğan gibi. Bitkiler de benzer şekilde sıralanmış: Frenkinciri, devedikeni, katırtırnağı, çakaleriği…

Tuncer Erdem bu kuşları tanıyor mu, nerede yaşarlar, nasıl öterler, neyle beslenirler biliyor mu? Hiç sanmıyorum. Bana sorarsanız Tuncer Erdem’in kuşlarla pek bir ilgisi yok. O, kuşların adları ve bu adların tınılarıyla ilgili.

Peki bu şekilde şiirsel bir dil yaratılabilir mi? Yani “daldagezen”, “kolçeviren”, “kıyıçapkını” benzeri sözcüklerden oluşturulmuş bir metin kendi başına şiirsel bir dil için yeterli olur mu? Bence olmaz. Çünkü yazar bir derlemeci değildir. Önümüze bir bitki veya kuş adları sözlüğü alıp bunların arasından seçtiklerimizle şiirsel bir dil yaratamayız. Şiir gibi duyulsa bile bu metin okurun gözünde sahici bir metin olmaz. Bir tekerlemenin ötesinde, aşkın bir değer taşımaz. Seslerin yarattığı uyum, kulağa müzikmiş gibi gelebilir ancak yalnızca bu müzikle veya sözcüklerin kendisinde var olan çağrışım gücüyle bir öykü yaratmak mümkün olmaz.

2024 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanan Kötü Tabiat, İyi Doğa‘nın bir öykü kitabı olduğunu söylemek zor. Haldun Taner’in sade ve anlaşılır öykülerinin yanında Tuncer Erdem’in öyküleri “şiirsel bir dil yaratma” yolunda hedefine varamamış bir tabiat manzumesi gibi.

Kötü Tabiat, İyi Doğa bir şairin özgün sesinden, bir öykücünün sahiciliğinden yoksun. Kitaptaki dil doğal değil. Kitabın doğayı bozan insana karşı eleştirisi ise belirsiz.

Bir öykü kitabından ziyade deneysel bir manzume havasında olan Kötü Tabiat, İyi Doğa Türkçenin anlatım gücünü görmek için yine de okumaya değer.

Burak Kaya hakkında 149 makale
Müzisyen, yazar.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.