Çömüdüm, kadın ağzıyla yakılmış bir Kütahya türküsü… Mâni nazım türü uyak ve ölçüsüyle yazılmış.
Ay oğlan yiğit misin
Dağlarda geyik misin
Selam verdim almadın
Allah’tan büyük müsün
Genç kadının hoşlandığı erkek, dağdaki geyikten farksız… Çevik, hareketli, güçlü ama bir o kadar da duyarsız biridir. Kadın, var oluşunu yok sayan, görmezden gelen ya da istediği zaman gören erkeğe sitem eder.
Burnu havada genç, türküdeki kadının selamını dahi almıyor. Bunun üzerine, gence sevdalı kadın da “Selamımı almıyorsun, sen Allah’tan büyük müsün?” der.
Ataerkil gelenek, çapkınlığın erkeğe özgü bir özellik olduğunu belirlemiştir. Selam verilen genç, belli ki kadının kendinden önce verdiği selamdan rahatsız olmuştur. Kendi yapacağı eylemin bir kadın tarafından gerçekleştirilmesine selam almayarak had bildirir kendince.
Selam, Allah’ın selamı… Ne yani sen kim oluyorsun da selam almıyorsun, diye kızar genç kadın. Çapkınlığın erkeklere has özellik olduğu yargısını kıran, kendinden emin, ne istediğini bilen, gönlünün aktığı erkeğe laf atan bir kadındır bu.
Ay oğlan, arsız oğlan
Dünyada yersiz oğlan
Kalaysız kaba benzer
Dünyada yârsiz oğlan
Genç kadın, sevgilisi olmayan bir gence ne olduğunu ya da ne olacağını çarpıcı benzetmelerle dillendirirken onu sevgiye de koşullandırmak ister. Bu benzetmeler, genci yola getirmek için kendini paralayan kadının gerçeklerden uzaklaşmayan kararlı çabasının da ifadesidir aslında. Arsızlığın dünyada yeri yoktur ve bir gencin sevgilisi yoksa o, kalaysız bakır kaptır. Bu sözler adamı çömdürür. İşte o kadar!
Ay oğlan, imana gel
Dön, dolan pınara gel
Hiç bahanen yoksa
Çevreni yumağa gel
Erkeğe, hiç bahanen yoksa bile mendilini yıkamak için pınara gel, diyerek duygularını alenileştiren bir kararlılık vardır kadın anlatıcının sözlerinde. Kadına laf atmayı ve tacizi meşrulaştıran bir ahlak, kadın tarafından erkeğin gözüne sokularak iğdiş edilir “Ay Oğlan Yiğit misin?” sorusuyla. Erkeğe hak, kadına nahak kalıp yargısını kıran gözü pek kadınların varlığı, ataerkil geleneğin çökeceğine dair güçlü bir radikal gerçekliktir.
Bem Cinsiyet Rolü Envarteri’ni Türkiye’de uygulayan Ayşe Nur Kavuncu’nun çalışmalarında kadınsılığın “ağırbaşlı, duygularını açığa vurmayan” özellikler taşımalarına rastlanır.
Bu türküdeki kadın, öyle değil. O, istenen kadın tipine uymuyor. O, çapkın, duygularını açığa vuran bir kadın…
“Ben kadınım, senin istediğin gibi değil. Kendi istediğim gibi bir kadınım.” (Frida Kahlo)
İlk yorum yapan olun