Hüzne dair ne varsa ya annedir ya abla
Konuşsalar dünyayı keder kaplar
Bir keşiş sessizliğinde anılar
Nepal Dağları’nda gül değil, yalnızlık tartar,
Hem anne hem abla olan
Çıksa tapınağından, tüm kadim yalnızlıklar yeni kalır.
Mil çekilmiş gözleri savaş meydanlarında hayırsız oğlunu arar.
Bir tek gözyaşı akıtsa çatırdayarak kırılır içimde zaman
Kederi, tapınağının en kuytu köşesine kazıyor,
Sevincin hiç olmadı zaten.
Bozkırda gece vakti trenler geçer yarar karanlığı
Geceyi yırtan sesi Nepal’de keşişler duyar
Toz duman geceye, acı ablama düşer,
Acıyı katlar koyar Ahit Sandığı’na kutsal bir kitabı saklar gibi.
Yaprakları sinek kanadına benzeyen fesleğenler yeşermiş,
Yayılır geceye dua ağırlığında sessizlik
Kokusunu fesleğenin ta Nepal’de keşişler içine çeker
Başımı dizine dayayayım abla, sen fesleğenleri sev
Çocukluğumuzda okul dönüşü çaldığımız yeşil erikli anıları
Üstüme yorgan diye ser.
Anladım, insan yaşlandığı için değil, yaşamak istemediği için ölür
Gülü değil, acıyı tartan Nepal keşişi
Geceye yetmez mi bu kadar keder?
Öyle güzel bir şiir ki,tekrar tekrar okudum…
A.Deniz