Giresun Beyleri / Eşref Türküsü

Giresun Beyleri - Eşref Türküsü

Hakkı, Giresun’un sevilen eşraflarından Eşref’i tabancayla vurur. Nafile yere… Eşref’e kin güttüğünü bilenler, etme Hakkı, derler, etme! Hakkı dinlemez.

– Atma Hakkı atma pişman olursun, derler. Attığın kurşundan sen utanırsın, derler.

Hakkı dinlemez, vurur Eşref’i. Kalleş, söz bilmez zaten. Sözden anlamaz. Talanı, yok etmeyi bilir tüm kalleşler. Türkü böyle çıkar. Kim yakmıştır bu ağıtı, bilinmez. Acının kökeni bilinmez. Çünkü acı herkesindir.

Kim yaktıysa yaktı!

“Nafile nafile o da nafile, Giresun’da yârim var o da nafile.” diyerek ölür Eşref.

Tüm Giresun, yanar Eşref’e. Ama onların yanması da nafiledir. Her şey nafile… Nafile, nafile o da nafile, diye sürer türkü. Çaresizliğin anlatımıdır bu sözcük. Babanı vuran ister atlı ister yaya olsun… O ki baban öldü… O ki Eşref öldü, o ki hain sağ kaldı. O ki yiğit öldü de kalleş yaşıyor. Gayrı her şey nafile…

Nafile yere ölmek… Hele ki sevdiğine doymadan ölmek… Acıdır değil mi Eşref? Acıdır değil mi Giresun Beyi?

Peki, Batlama Deresi, Hakkı, Eşref’i vururken sen neden yardım etmedin? Eşref’in yolunu hasımlar kesmiş Batlama Deresi, hasmı yol kesmiş! Öldürecekler Eşref’i! Neden taşmadın, neden sele vermedin Giresun’u? Neden sele katmadın Hakkı’yı? Olur mu Batlama Deresi? Böyle olur mu? Giresun vapurları bile bağırır, Giresun üzerine yükselmiş vapurların acı sesleri. Bir yiğit ölürken seyrelmek yakışık alır mı? Suyun artık kan aksın senin Batlama Deresi, acı aksın suyun? Sen de Eşref gibi muratsız kalasın!

Giresun beyleri, üzgün… Giresun beyleri Eşref’e ağlar. Eşref’in yarasını doktor bağlarken annesi saçını başını yolar. Anneler bunu hep yapar ki… Acı anneye akar, başkasına değil. Bir anneye düşen yas tutmaktır. Sanki anne gülemezmiş gibi, sanki bir anne sevinemezmiş gibi…

Giresun beyleri lanetler Hakkı’yı. Dönek, ikiyüzlü, kendisine iş vermiş birinin canına kıyacak denli nankör, yediği ekmeğe hor bakandır Hakkı. Vuranın dostu olur mu? Olmaz. Hainin dostu olmaz. Giresun beyleri kalleşi sevmez. Eşref’in annesi ve Giresun beyleri lanet eder Hakkı’ya… Ama nafile. O da nafile…

İnsan Eşref’i tanısa Giresun’da dostum var sanır. Öyle güzel adamdır işte… Öyle dost, öyle efendi… Ama o da nafile…

Peki, Eşref, peki, Giresun Beyi Eşref, muratsız kalmak nedir? Yolunu hasımlar kestiğinde anneni mi, sevdiğini mi düşündün? Yoksa iyilik yaptığın Hakkı’nın kalleşliğinden önce sen mi utandın? Genç ölmek nedir Eşref? Genç ölmeyi anlat ne olur Giresun Beyi!

Susmak gerek Yunus konuştuğunda, Pir konuşanda, Pir Yunus Emre söylediğinde susmak gerek. O anlatır acı neymiş, o der genç yaşta ölmek neymiş, pirim der, pirim ne derse doğru der.

“Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim, göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Yeşil ekini biçmiş gibi”


Ne olur Eşref susma, Giresun Beyi ne olur susma! Bir şeyler de. Yunus Emre’yi görürsen sor ona, genç yaşta ölmek neymiş, bir sor. Yeşil ekini biçmenin günahını anlatsın sana. Sor Koca Yunus’u desin, anlatsın sana.

Berkin Elvan’ı sor, Erdal Eren’i sor. Görürsen ikisinin de gözlerinden öp. Eyvah de, eyvah ki ne eyvah Berkin, de, eyvah ki ne eyvah Erdal, de! Eşref, Giresun Beyi ne olur susma!

Bir de… Neyse… Sorma. O da bende kalsın.

Amma velakin ezcümle ha söyle de söyle!