
Aliş’imin kaşları kare
Sen açtın yüreğime yâre
Bulamadım derdime çare.
Görmedin mi civan Aliş’imi Tuna boyunda?
Bir Rumeli türküsü… Anonim… Aliş’e, sevgilisi tarafından yazılmış bir ağıt… Türkünün hikâyesiyle ilgili birkaç değişke bulunmakta, bu değişkeler de sanırım türkünün oyunlaştırılmasıyla (Aliş Oyunu) oluşmuş. Hatta türküyle ilgili bir romandan da söz edilir. Değişke kaçınılmazdır artık.
Civan Aliş’in yoksulluğu, aşkı yok edecek denli etkin! Egemen güç ekonomidir ve aşkın da belirleyicidir! Aliş, varlıklı ailenin kızı Gülsüm’ü olanca yoksulluğuyla istetir. Yanıt ”hayır” olur. Belirleyici olan güce ve “hayır a iki sevdalının yanıtı 19.yy.dan gelir:
“Ferman padişahın, dağlar bizimdir.”
İki sevgili kaçar. Tüm Rumeli onların… Aliş’in ve Gülsüm’ün… Araya girenler aileyi razı edince nişan hazırlıkları başlar ama civanın yazgısı belirlenmiştir. Tragedyalarının o ağır gerilimi, Aliş’i bırakmaz. Köprünün çökmesiyle, çaya düşen Aliş boğulur, Tuna Nehri’ne sürüklenir.
“Benleri var tane tane/ Saramadım kane kane” diye ağıt yakar Gülsüm. Sözlerdeki duruluk “an”ın içtenliğini hemen fark ediliyor. Acı da… Tragedyaların gerilimi, bu kez Gülsüm’e yönelir. Kendini Tuna’nın sularına bırakan Gülsüm’ün ölümüyle gerilim de son bulur.
Para, tarihin hiçbir döneminde insanı insan yapmadı. Bütün uygarlıklar; düşünen, insanlık için çalışan, yıldızların hareketlerini izleyen kişiler sayesinde oluştu. Parayla değil.
Avrupa’da burjuva ya da aristokrat aileler; öğrencilere, sosyal kurumlara, müzelere, sanata ve bilime yardım eder. Bu destekleri sağlamayanlar ayıplanır.
Gülsüm’ün varlıklı babası, keşke paranın peşinden koşarken ahlakını da sırtlasaydı. Aliş’in ölümüne neden olan köprünün onarımına biraz para harcasaydı ne Aliş ne Gülsüm ölmüş olurdu. Bu nedenle ayıbı hiç bilmeyecek bu varlıklı adam. İnsanlıktan uzak insan sahtedir çünkü.
“Zenginlik, yaşamın asıl amacını gölgelememelidir.” (M.Gandhi)
İlk yorum yapan olun