
Gazeller Aşkına
Gazel hüznüyle gelip oturan
Hançerli bir güz
Sol yanım
Yalnızlığın demlendiği an
Göçmen kuşlar avaz avaz üstümüzde
Sini büyüklüğünde ay gebe bir yıldızdan
Biz de göçeriz her mevsim boğaz tokluğundan boğaz tokluğuna
Sabır hele!
Kavrulup sabahın köründen akşamın körüne iki büklüm
Gündüzün harından gecenin nemli harına
Anadan üryan erkek çocuklar
Sıtmalı diyar Çukurova
Gazel düştü işte Çukurova’ya
Yıldızları izlerken çadır deliklerinden
İlk yağmurlar iniyor ottan döşeklerimize
İnsanlığımız çamur içinde.
Kendi topraklarında göç bir sızı
Yolda yakalarız belki avazları dertli turnaları.
Tarlada kalanlar sizindir, desin hele çavuş
Belki iki çuval pamuk nasibimize, rahat döşek görür sırtımız
Dönünce gurbetten gurbet denen memlekete.
Bütün yeryüzü tüccarlarınsa gökyüzü bizim
Samanyolu’nda ekili pamuklarımız
Yıldızların altında üryan ruhlar
Hele ki yan çadırda bir gazelhan
Ki kirvem olur kendisi
Bir bir düşer turnalar o gazele durunca
Ay doğurur, pamuktan yıldızlar düşer üstümüze.
Kayan yıldızlardan farksız yazgımız
Kimimiz pamuk tarlasında, kimimiz fındık bahçelerinde
İnşaatlarda, kömür ocaklarında
Tüm ana ve ara yönler gurbet
Acının haritasıdır insanlığımız.
Gazelhan kirvem, vaktidir gazelin.
Çadırlar söküldü artık
Üstümüzde gök, altımızda denkler kamyon arkalarında.
İki çuval pamuk, iki kucak çalı çırpı payımız
Boğaz tokluğuna emek
Çıban gibi zonklayan sol göğsümün altında hançerli güz.
Gazelhan kirvem de hele
İçim neden üşür dışarıda har varken?
Gazeller aşkına kirvem gazeller aşkına
Bu güzü çek al benden.
İlk yorum yapan olun