Barlas ile Ardıç cuma günü sokağa çıkanları alt tabaka, geri zekâlı, ayı gibi sözlerle eleştirmişler. Ben bunlara tümüyle katılıyorum ancak onlar kadar hafif tabirler kullanmayacağım kimse kusura bakmasın.
Benim üç kuşaktır tanıdığım bir arkadaşım var, kendisi alt tabakadan. Aslında dedesi İhsan Amca orta tabakadanmış ancak o zamanlar alt tabakadan bir kızla evleniyor ve maalesef çocukları da alt tabaka doğuyor. Baba da kendisi gibi alt tabakayla evlenince sonraki kuşak da aynı şekilde alt tabaka oluyor. Bunu cuma akşamı aradım, “Abi marketteyim bir şey lazım mı?” dedi. “İki ekmek bir şişe de şarap getirebilirsen çok memnun olurum” dedim. Bir saat sonra getirdi. Kapının önüne bırak dedim poşeti, parayı kapının altından uzattım. Alt tabaka olduğu için parayı kapının altından alırken zorlanmadı. Sonra kapıyı kolonyayla yıkadım.
Bir de duyarlı insanlar var. Bunlar genel olarak alt tabakaya alt tabaka denmesine karşılar. Alt tabakadakiler kendilerine alt tabaka denince aşağılık kompleksine kapılıyorlarmış. Çok saçma bir görüş. Adam zaten aşağıda, yani bu adamı aşağıda görmek aslında onun konumunu teyit etmek oluyor.
Bu alt tabakanın birçok sorunu var tabii ama benim görebildiğim kadarıyla en büyük sorunları hiçbir zaman paralarının olmaması. Bayramda, seyranda, tatilde, ay başında, ay sonunda bunlarda para olmaz. Marketlerde bakın elinde on lirayla sağa sola bakınanlar hep bunlardır. İki sakız alır hemen kuyruğa girerler. Sen beş yüz liralık bütçenle bu baldırı çıplakların sakız parası ödemesini beklersin. Hele ki kasadan çıkan toplam, bunların elindeki parayı aşsın o zaman seyreyleyin cümbüşü, yarım saat o bozukluklar saçılır, yeniden sayılır, bir daha cepler kontrol edilir. Sanırsın ki o cep karıştırdıkça para üretecek. Paran yoksa çık sıradan evine git, ne diye cebini karıştırıyorsun önümde.
Bak anlatırken bile sinirlendim. Sana sesleniyorum, alt tabaka! Her şeyden önce niye öyle tabak gibi diziliyorsunuz markette? Niye siz hep alttasınız? İki dakika içinde tuş olan güreşçi bile çırpılırken falan arada bir üste çıkıyor, siz niye çıkamıyorsunuz üste? Tortu gibi niye hep altta birikiyorsunuz, bizim bilmediğimiz bir şey mi var bu alt taraflarda? Ayağınızda bir ağırlık mı var sizin?
Kardeşim sen niye tuvalet kâğıdını Mehmet Barlas gibi yıllık olarak alıp deponda stoklamıyorsun? Üç günlük tuvalet kâğıdın bile yok evinde. İki gün sokağa çıkma yasağı gelince Barlas ve Ardıçgiller evde ne film izleyeceğinin derdine düşüyor. Senin evdekilerse pazartesiye kadar sıçmadan mı dursak yoksa kıçımızı perdeye mi silsek diye hesap yapıyor, neden? Çünkü sen alt tabakadan bir geri zekâlısın. Çünkü onlar iktidarı yoklarken, sen evinde boş boş oturdun.
Aynı zamanda ayı olduğun için belki ağustosböceğiyle karıncanın hikâyesini biliyorsundur. Sen yaz aylarında şarkı söylerken bunların neler çektiğini biliyor musun? Sen otuz yaşında falanca işi yapamam diyorsun, bak adamlar yetmiş yaşında, yedi gün, yirmi dört saat iktidar sahiplerini yağlıyor. Niye? Çünkü onlar ileri zekâlı. Sen ayısın. Sen daha kısa pantolonla dolanırken bunlar Turgut Özal’ın peşinde sıra oluyorlardı. Öyle üç beş yıllık değil belki elli yıllık emek var bunların arkalarında.
Bu işler aşağıdan bakınca kolay görünür ama öyle değil. Televizyona çıkıp da iktidarın sahibine “Bal gibi tatlı bir adamsınız” demek hiç de kolay değil. Evinizde deneyin yapamadığınızı göreceksiniz. Ama sakın üzülmeyin sorun sizde değil tabakanızda.