Kadın ve Sisler
Bir kadın bulundu yağmur ormanlarında
Damlalar izini sürüyordu
Peşindeydi nemli iklimler
Rüzgar saçlarını kuşatmıştı
Ve bir gölü demliyordu sisler
Gözündeki ağrıyla geçmişe baktı kadın
Hayalinde bir ormanı yaktı kadın
Bir siluet gelip zihnine oturdu
Kızıl bir nehir fışkırdı yarasından
Kadının gözlerinde bir hayal dokundu
Ayaklarının altına bir karınca dokundu
Bir kuşun kanadı parçalanıp döküldü toprağa
Sonra kadın yağmur gibi bir karanlıkta uyudu
Bir yağmur damlası okşadı çıplak sırtını
Ürperdi içi bütün
Bir örümcek gezindi ıslak teninde
Bir yılan soğuğu sokuldu bedenine
Bir dala tutundu elleri
Yapraklar hışırdadı
Bir çığlık sislerin arasında parıldadı
Yasak bir elma ısırıldı yağmur ormanında
Taze bir geçmiş ıslak ormanı soludu
Yağmurun şehveti kadının koynunda duruldu
Damlalar yürüdü kadının teninde
Gözlerini ıslak bir dram bürüdü
Kadının çıplak ayakları
Kuru bir yaprak gibi çürüdü
Göğsünde asılı göçebe yalnızlık
Onu bir yazgının karanlığına sürüdü
Yağmur ormanlarında kaldığı geceler
Esiriydi kadın vahşi bir ateşin
Kucağında hiç doğmamış bebek
Kasıklarındaki taze kanla
Sislerin gölgesinde bir ağaç kovuğuna gömüldü
22.04.2005