Bir Kumaşın Verdiği Acı

Bir Kumaşın Verdiği Acı

Bir Kumaşın Verdiği Acı
bir pencere yüzüme çarpıyor
kirli bakışlarıyla
çürüyen bir diş gözlerim
birazdan düşecek
birazdan bir vızıltıda paramparça olacak
ve göreceksin
ağrının nasıl gizlendiğini
birkaç damlanın ardında

aynada gezinen elleri gördüm
zevkle dokunan sıcak bir tene
ve her bir parmağın bir hançer olup
kanırtılışını eklemlerimde
başkalarına dokunmuş giysileri
kimi zaman bir keyfin izlerinin üzerine düştüğü
bir kumaş parçasını
ellerimi yakan
boğan beni yangınında
biraz nemli biraz ıslak
belli ki dokunuşları tatmış
ve esritmiş duyuları

kumaş çıkarılmış
soyulur gibi bir ruhun derisi
dallar, güneş, rüzgar, gölgeler gezinmiş sahibinin üzerinde
ve de cehennem gibi gözler
mutlu olmuşlar
öyle duydum kıvılcımların şarkısından

işte o kumaş parçası
-evet yalnızca bir kumaş parçası-
tuzlu bir acıyla ıslatan kirpiklerimi
baktıkça büyüyen
büyüdükçe gözlerimi oyan
terli kokuların sindiği her bir zikzağına
mızrak gibi çullanan uykumun üzerine

kuşkusuz görmek zor
ve anlamak
bir parça kumaşın verdiği acıyı
acının rengini
ve kokusunu karanlığın ve de korkunun

29.04.2005