Keşke Bilseydin

Keşke Bilseydin

Keşke Bilseydin
Keşke bilseydin korkuyu
Yarattığım kendi hayaletimden
Orchardroad’da yüreğime saplanan ağrıyı
Ve üniversite kantinlerinde ruhuma sinen yalnızlığı
Kalabalığı bilseydin
Beni kuşatan yoksunluğu

Malezya’da yağmur olmuştu arayışlarım
Bangkog’da yaltaklanan kahkahalar arasında
büyük bir salonda düştü hayat gözümden
Jakarta’da kendimden vazgeçtim
Bir başkası olup gezdim sokaklarda
Bahreyn’de bir otel odasında düşlerimi sattım
Sıcak değildi bahanem
Yalnız da değildim üstelik

Keşke bilseydin
Zengin sofralarda insanın nelerden vazgeçtiğini
Dudaklarda bir yalanın ışığının parladığını
Kirpiklerden tuzlu bir ihtirasın yayıldığını
Bilseydin kaldırımda gezinen yalancı ayakları
Bahar çiçeklerinin berbat bir oyuna ortak olduğunu

Keşke bilseydin içimdeki yolculuğu
Hiç gidemediğim yerleri sevdim ben
Haritalarda kaldı özlemlerim
Sol elimin beyaz altını bağladı yolları
Sis olup yok etti özgürlüğümün kaygan tepelerini
Johar Baru’da kirli gökyüzü
Bandung’da düşen bir yapraktı
Keşke bilseydin
Hint okyanusunun kalbimden geçtiğini

Keşke bilseydin Deli Dumrul’u
Bir tek ölümün önünde alçaldığını
Nakışladığını kendi kaderini
Korkak bir yakarışın…